Tsukuba Bilim Kenti Modeli: Planlı İnovasyon Ekosistemine Bir Bakış

8 Eyl, 2025 | Berk Göktürk Yazıları, Faydalı Bilgiler

Bilim ve teknoloji üretiminin yalnızca kurumsal yapıların değil, mekânsal tasarımların da konusu olabileceği düşüncesi, 20. yüzyılın ikinci yarısında giderek daha fazla önem kazandı. Japonya’da 1960’larda başlatılan Tsukuba Science City girişimi, bu yaklaşımın ilk kapsamlı örneklerinden biri olarak kayda geçti. Amaç, temel ve uygulamalı araştırmayı tek bir bölgede yoğunlaştırarak ulusal ölçekte inovasyon kapasitesini artırmaktı.

Tarihsel Arka Plan ve Kuruluş Amacı

II. Dünya Savaşı sonrası hızlı sanayileşme sürecinde Japonya, yüksek teknoloji üretimini stratejik öncelik olarak belirledi. Tokyo’nun aşırı merkezileşmesi ve altyapı baskısı da yeni bir çözüm arayışını zorunlu kıldı. 1963’te başlayan çalışmalar sonucunda, 1970’lerde Tsukuba Bilim Kenti resmî olarak açıldı. Yaklaşık 60’tan fazla ulusal araştırma enstitüsü, çeşitli üniversiteler ve teknoloji odaklı özel sektör kuruluşları bu bölgede toplandı.

Yapısal Özellikler ve Organizasyonel Mantık

Tsukuba modeli, planlı bir “bilim şehri” anlayışı üzerine kurulmuştur.

  • Fiziksel Planlama: Laboratuvar binaları, üniversite kampüsleri ve konut alanları aynı kentsel planlama içinde yer aldı.
  • Araştırma Yoğunluğu: Malzeme bilimi, robotik, uzay araştırmaları, çevre teknolojileri gibi farklı alanlar bir arada geliştirildi.
  • Kurumsal Çeşitlilik: Devlet enstitüleri, özel şirketler ve akademi aynı bölgede konumlandırılarak işbirliği için mekânsal yakınlık sağlandı.

Bu özellikler, daha sonra dünyada farklı “bilim parkı” ya da “teknopark” girişimlerine model oldu.

Zaman İçinde Dönüşüm

Başlangıçta merkezi planlama ile yönlendirilen Tsukuba, 1990’lardan itibaren daha fazla özel sektör katılımına açıldı. Uluslararası işbirlikleri, yabancı araştırmacıların bölgeye davet edilmesi ve start-up odaklı programlar bu dönemde öne çıktı. Bugün Tsukuba, Japonya’nın ileri teknoloji araştırmalarında hâlâ önemli bir merkezdir.

Türkiye’deki Teknoparklar İçin Notlar

Tsukuba örneği, teknoparkların yalnızca fiziksel mekân sağlamakla sınırlı kalmaması gerektiğini hatırlatır. Planlama sürecinde öne çıkan sorular şunlardır:

  • Mekânsal tasarım, farklı aktörler arasındaki etkileşimi kolaylaştıracak biçimde kurgulanıyor mu?
  • Kamu enstitüleri, üniversiteler ve özel sektörün bir araya gelmesi için nasıl bir yönetişim modeli uygulanıyor?
  • Uluslararası işbirliklerine açık bir ekosistem nasıl oluşturulabilir?
  • Konut, sosyal yaşam ve araştırma ortamı arasındaki denge nasıl sağlanıyor?

Tsukuba, bilimsel üretimi destekleyen bir şehir modeli olarak, planlama, kurumlar arası entegrasyon ve uzun vadeli vizyon açısından farklı ülkeler için karşılaştırma imkânı sunmaktadır.

Hizmetlerimiz hakkında bilgi almak için aşağıdaki formu doldurarak bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Share This